Bir önceki sayfaya geri dönmek için buraya tıklayın! Sayfayı yazdırmak için tıklayın!
 
 

03.12.2019

BASIN AÇIKLAMASI
BASINA VE KAMUOYUNA

 

 

 

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmeye başlanan 144 Sayılı Kanun Teklifinde 5253 Sayılı Dernekler Kanunun 23.cü maddesinde değişiklik öngörülerek birde geçici madde ilave edilmektedir. Düzenleme ile dernek üyeliğine kabul edilenler ile üyeliği sona erenlerin bilgilerinin bağlı bulundukları mülki idare amirliğine bildirilmesi zorunlu hale getiriliyor. Ayrıca eklenmek istenen geçici madde ile Teklifin yasalaşması durumunda dernekler, yaklaşık 12 milyon üyesini altı ay içinde bağlı bulundukları mülki idare amirliklerine bildirecek.

Öncelikle ifade etmek isteriz ki, bu yasa değişikliği dernekleri ilgilendirmesine rağmen STÖ ve STK larından görüş alınmamış, ortak akıl ile hazırlanan bir teklif değildir. Bir yasa teklifi hazırlanırken, toplumsal fayda ve toplumsal ittifak dikkate alınmalıdır.

Bilindiği üzere 01 Ekim 2018 gün ve 30552 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile bu zorunluluk getirilmiş ancak eski üyelerin bildirilmesinde süre zorunluluğu getirilmemiş, 2018 beyannameleri DERBİS sistemine girişi yapılır iken üye bölümü otomatik olarak sisteme kayıtlı üyeleri getirmiş, manuel girişe izin vermemiş, kayıtlı üye ile sistemde bulunan üyeler birbirini tutmamıştır. Adı geçen yönetmelik Ankara barosu ve Bileşenimiz olan Tüketiciyi Koruma Derneği (Tükoder) ile bazı Sivil toplum kuruluşları tarafından dava konusu yapılmıştı.

İnsan hakları kişilerin doğuştan sahip oldukları vazgeçilemez, devredilemez, herkes tarafından saygı gösterilmesi gereken temel hak ve hürriyetler bütünüdür. Devletler de toplumu oluşturan bireylerin bu devredilmez ve vazgeçilemez haklarını güvence altına almakla yükümlüdür Anayasamızın 12. Maddesi uyarınca herkes kişiliğine bağlı devredilemez, dokunulamaz, vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.

TBMM’sinde görüşülmekte olan torba kanun içinde bulunan 5253 sayılı dernekler kanunun 23. Maddesi ile ilgili yeni düzenleme, Anayasayı ve anayasanın 90.Maddesi uyarınca iç hukuk normu olarak kabul edilen uluslararası sözleşmeleri açıkça ve ağır şekilde ihlal etmektedir.

Anayasamızın 20.Maddesi “Özel hayatın gizliliği” ile ilgili “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” Hükmüne ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8.maddesi ile 6698 Sayılı kişisel Verilerin Korunması Kanuna da aykırılık teşkil etmektedir.

Özetle Görüşülecek olan tasarı Anayasa’nın 12, 13, 33, 51 ve 90’ıncı maddeleri ile Uluslararası sözleşmelere aykırı olup, Örgütlenmeye, dernek kurma özgürlüğüne, özel hayatın gizliliğine aykırıdır, Bunu bir nevi fişleme olarak ta algılamak mümkündür.

Kanun tasarısının gerekçesinde belirtilen, “kişilerin isteği dışı derneklere üye yapıldıkları yada istifa ettikleri halde üyeliklerinin silinmediği bu nedenle kişilerin hangi derneğe üye olduklarını e-devlet sisteminden görmelerinin doğru olacağı” yönündeki açıklamalar, dernekler kanunundaki ilgili hükümleri boşa çıkartmaktır. 5253 Sayılı Dernekler kanununda üyelik ve üyelikten istifa ve yapılacak işlemler açık olarak belirtilmekte ve her derneğin tüzüğünde de bu açık olarak yazılması zorunluluğu vardır. Yasal sorumluluklarını yerine getirmeye dernek yöneticileri var ise bunlar ile ilgili yasal işlemler yapılır yada yaptırımlar ağırlaştırılabilir, kaldı ki bu yönde derneklerin denetlenerek, gerekli iş ve işlemlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı denetim altına alınması mümkün iken, fişleme olarak algılanabilecek farklı bir düzenleme getirilmesi, Sivil Toplum Örgütlerinin örgütlenmesinin önüne set çekmektir. Kamu yararına olan dernekler iki yılda bir denetleme zorunluluğu mevcuttur ve bu denetimler yapılmaktadır, diğer derneklere de süreli denetimler getirilebilir, bu yetki de ilçelerde yerel mülki amirliklerde oluşacak ekipler tarafından yapılabilir. (Nitekim bir çok denetim, kaymakamlıklar bünyesinde yapılmaktadır)

Hiçbir kanun veya yönetmeliğin geçmişe şamil uygulanamayacağına ilişkin yasa maddesi varken yasa tasarısına eklenen geçici madde ile kanun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 6 ay içinde eski üyelerin tamamının DERBİS e girilme zorunluluğu ilgili kanuna aykırıdır.

Devlet, maddi düzeni korurken, düşünceyi açıklama özgürlüğünü de ihlal etmemelidir, ancak bu şekilde bir dengeden söz edilebilir. Sivil Toplum ve onun örgütlenmiş yapısı olan Sivil Toplum Kuruluşları demokrasinin ve siyasal-sosyal hayatın vazgeçilmez öğeleridir. Toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda farklı kesimlerini temsil eden sivil toplum kuruluşlarının demokrasi ve hukuk ölçüleri içinde sorunların çözümüne katkı sağlayarak, siyasi karar süreçlerine aktif biçimde katılarak demokrasinin sağlıklı işleyişine katkı sunduğu açıktır. Demokrasilerde insanlar yalnız kendilerinin değil başkalarının da haklarını savunur ki bu da ancak aktif bir sivil toplumun varlığı ile mümkündür.

Bu kanun tasarısı özellikle tüketicilerin örgütlülüğünün önüne set çekecektir. Anayasanın 172 maddesi “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.” Hükmün den hareketle, Tüketiciler tüketici derneklerinde örgütlenmeye çalışmaktadır. Tüketicilerde, bazı derneklere üyeliğimiz sistemde görünür ise, çocuğum işe giremez yada genç bir üyenin dernekte üyeliğim olur ise dernek muhalif açıklamalarda bulunuyor ise işe girmeme engel oluşturur düşüncesi ile özellikle hak arama derneklerine üyeliklere endişeli bakmaktadır. Yapılmak istenen değişiklik bu endişeyi artıracak, tüketicilerin tüketici derneklerinde örgütlenmesinin önünü kesecektir.

AÇIKÇA DEVLET’İN TÜKETİCİYİ KORUMASININ VE TÜKETİCİLERİN KENDİLERİNİ KORUYUCU GİRİŞİMLERİNİ ( yani tüketici dernek ve örgütlerini ) TEŞVİK ETMESİNİN GÖREVİ OLDUĞU belirtilmektedir. Anayasa özel olarak tüketicilerin Devlet tarafından korunması gereğini vurgulamıştır. Öyleyse Devlet hem tüketicileri koruyacak, HEM DE TÜKETİCİLERİN ÖRGÜTLENMELERİNE DESTEK VERECEKTİR. Oysa bu değişiklik tasarısı Anayasanın 172. Maddesini açıkça ihlal etmektedir.

TBMM Genel Kurula katılacak olan Sayın Milletvekillerine sesleniyoruz, Bu değişiklik toplumun örgütlenmesine engel olacaktır. Bazı kurum ve kuruluşlarda art niyetli uygulamalara neden olabilecek endişemiz artmaktadır.

Dernek kurmak ve derneğe üye olmak Anayasal bir hak olup, bunun önüne geçebilecek uygulamalar alenen Anayasaya aykırıdır
Bu nedenle yukarıda açıklamaya çalıştığımız gerekçelerimizde dikkate alınarak, yasa değişikliğinin tekrar gözden geçirilmesini yaşanan sıkıntılar nedeniyle bir düzenleme yapılmak isteniyor ise STK temsilcileri ile ilgili makamların bir araya gelerek yapacakları ortak toplantılar ile çözümlerin üretilebileceğini bir kez daha ifade ederek konuyu kamuoyu siyasi partilerimiz ve milletvekillerimizin dikkatine sunarız.



BASIN AÇIKLAMAMIZIN İNTERNETTEKİ YANSIMALARI

https://www.evrensel.net/haber/392374/tudef-dernekler-kanunundaki-yapilmak-istenen-degisiklik-bir-nevi-fislemedir
https://www.ucnoktacom.com/tudef-genel-baskani-aziz-kocal-dan-kanun-teklifine-sert-tepki-ozel-hayat-gizliliginin-agir-ihlalidir-bir-nevi-fislemedir/5897/
https://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/dernekler-kanunundaki-yapilmak-istenen-degisiklik-bir-nevi-fislemedir-h145498.html